bugün

entry'ler (1535)

kadın cinayetlerinin artış sebebi

kadının değerli olduğu kendi kültürünü terkederek kadının değersiz olduğu arap kültürünü benimsemek başlıca sebeplerden biri. yanlış olan şeyler mahalle baskısı ile artık kültürel değerlere dönüşmüş durumda. amansız bir dincilik yarışı hakim toplumun belirli bir kesiminde. dinle imanla alakası olmayan insanlar birbirlerine dindarlık taslıyor, birbirleriyle dindarlık konusunda görünürde yarışıyor; amaç elbette ceplerin parayla dolması ile ilgili, din sadece paravan görevi görüyor.

toplum ahlakına yapılan sistematik saldırı da başlıca sebeplerin bir diğeri. siyasi kaygılarla dizayn edilmeye çalışılan toplum öylesine bozuldu ki herkes birbirine şüpheyle bakmaya başladı. ahlaki her alanda büyük bir çöküntü yaşıyoruz maalesef. ahlak deyince insanımızın aklına yatak geliyor, çıplaklık vs geliyor. bunlara tüm gücüyle karşı duran veya durmaya çalışan kişiler; yalandan, dedikodudan, haksız kazançtan, başkasının kuyusunu kazmaktan, iftira atmaktan vs imtina etmiyor.

bu toplum benliğini tekrar bulmadığı sürece, kültürünü yanlışlardan arındırmadığı sürece bu ve benzeri sorunlarla mahvolmaya mahkum.

kadınlar da hiçbir şey yapmadan işlerin iyiye gitmesini beklerlerse daha çok beklerler. ülkemizde maalesef herhangi bir güçlü kadın hareketi yok, mevcut kadın hakları herhangi bir mücadeleyle veya savaşımla kazanılmış değil, tepeden inme haklarla ancak bu kadar olur. ülke nüfusunun yarısı kadınlardan oluşmakta ve fakat halkı temsil eden meclisin 10 da biri dahi kadınlardan oluşmamakta. bu meclisten de kadın haklarına dair bir hayır beklemek gerçekçi olmaz. toplumun her alanında aktif bir şekilde var olmak için mücadele ve işbirliği içerisinde olması lazım ülkemiz kadınlarının.

sözlüğü amacı dışında kullananlar

şüphesiz ki cehennemde yanacaklar.*yapmayın, etmeyin, ulu amacımızdan sapmayın.

başlarda insana öyle geliyor tabi; sex içerikli başlıklar, kalitesiz troller, yazım ve imla hataları, fotoğraf paylaşımı vs olmasa hep bilgi paylaşımı olsa ne kadar güzel bir mecra olurdu.

sözlüğün kendine ait bir amacı var olabilir, en azından kuruluş aşamasında böyle olduğunu düşünmek bir nebze teselli oluyor ancak gelinen durumda amaç para kazanmak iken bahsi geçen ulu amaç da sadece sözde kalır, kaçınılmaz son.

amacı siktir et, gene para kazansınlar da kurallar olmayınca veya boktan olunca veya eşit uygulanmayınca sonuç da can sıkıcı olur tabii.

boktan kurallara uyan herkes bu sosyal mecrayı dilediği amaca göre kullanır. ne kadar kullanıcı varsa o kadar da amaç olabilir. 3-4 dakikalık görsel içeriklerin bile uzun sayıldığı, içerik tüketmenin saniyelerle ölçüldüğü sosyal medya ortamlarında, hızlı bir yozlaşma olması da bunu tetikliyor. fazla kafaya takmak, ciddiye almak gereksiz bir çabadan öteye geçmez.

yedinci yüzyıldan kalma bir dine inanmak

‘yarım inanmak’ şekline evrilmiştir. dinin modern dünyaya uymayan yönleri, tarihin tozlu sayfalarında kalmış durumda. çağımızda karşılık bulamayan hükümler ya yok sayılıyor ya da kişinin nasıl işine geliyorsa o yönde yontuluyor.

dünya üzerindeki dinler toplumların gelenekleriyle harmanlanmış, artık gelenek halini almış, tarihsel süreçte eğilip bükülmüş, yozlaşmış olan toplulukları bir nebze de olsa kontrol altında tutmaya yarayan yaptırımlar konumuna gelmiş.

içerisinde bulunduğumuz çağda ortaya çıkacak herhangi bir yeni din toplumlarda karşılık bulamaz. ortaya atılan somut fikirlerin dahi kabul görmediği, internetten anlık olarak bilgi edinilen, her şeyin sanal ortamda karşılık bulduğu ve yine dakikalar hatta saniyeler içerisinde tüketilip çöpe atıldığı bir çağda yeni bir dinin kabul edilmesi söz konusu bile olamaz.

yenisi gelmiyor da eskiler neden hala varlığını koruyor? dinlerin ortaya çıkış sebebi olan insan ihtiyaçları, 5 bin yıl öncesinde ne ise şimdi de o. insanın kendi yaşamını, içinde bulunduğu dünyayı ve evreni anlamlandırma ihtiyacı her daim kendisini koruyacak. bunun yanında ölümü bir son olarak kabul edememe, sonsuz yaşama duyulan hasret ve istek yine insanın karşı koymakta güçlük çektiği ihtiyaçlar olarak bugün dahi karşımıza çıkıyor.

varlığın nereden geldiği, evrenin oluşmasındaki itici gücün ne olduğu vb felsefe konusu sorunlar, insanoğlunu düşünen bir canlı olduğu zamanlardan başlayarak tüm çağlarda meşgul ettiğinden ve bir türlü kesin cevaplar bulunamadığından, bu konulara en kestirme yoldan ‘tanrı yarattı’ demek de bu sorular cevap bulduğu zaman bile popülerliğini koruyacaktır. çünkü evinizden dışarı baktığınız pencereyi değiştirmediğiniz sürece dışarıda göreceğiniz manzara ya ‘aynı’ ya da ‘aşağı yukarı aynı’ olur.

bu pencerenin değişmemesinin en önemli sebebi ise insanın bilinçaltına gizlenmiş olan ve mantığının bile önüne set oluşturan korku. bu korkuyu aşmak ve farklı bir açıyla konuya yaklaşmak da sanıldığından çok daha güç.

2 ocak 2017 sanatçılar girişimi bildirisi

altındaki isimleri tek tek okuyun her biri gerçek sanatçılardır.

içlerinde bir isim var rutkay aziz. zamanında antalya film festivalinde bir konuşması vardı hatta ünlü bir konuşma oldu baya izlendi, orada şöyle bir şey söylemişti; 'gerçek sanatçılar ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür.'

sonuna kadar katıldığım bir cümle. sanatçıyı tanımlarken ilk bakılması gereken şey de budur. o yüzden her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. sanatçıların görevi haksızlıklar hukuksuzluklar karşısında susmamaktır.

ölümler üzerinden kutuplaşma

ölümleri durdurmak için kimse kılını kıpırdatmazsa ve sorumlu oldukları halde belirli bir kesim arkalarında durmaya devam ederse, sorumluları koruyup kollayanlarla sorumlulardan hesap sormak isteyenler kaçınılmaz olarak karşı karşıya gelecekler eninde sonunda.

gece kulübü şehitleri

vali açıklamasında 35 kişi öldü demiştir. şehit olduklarını dile getirmemiştir. buradan kimin ne zihniyette olduğunu da anlıyoruz sanırım. bu 35 kişiye sırf gece kulübünde eğlenirken terör kurbanı oldukları için şehit denmeyecektir. şimdi şehit allah yolunda savaşana denir diye gelen olursa çok fena küfür ederim haberiniz olsun. bir yasaya göre şehit olan var bir de dine göre şehit olan var. dince şehit sayılmayacak biri devlet yasalarına göre şehit sayılabilir. devletin valisi bunlara şehit muamelesi yapmadıysa ve bugünden sonra da yapılmayacaksa o zaman terör eylemlerinde hayatını kaybeden siviller şehit olur şeklinde düzenlenmiş olan yasayı değiştireceksiniz.

düzeltme: imla

gerçek islam

yılbaşı kutlamanın ve yılbaşında eğlenmenin günah olduğu dindir. hatta ve hatta inanmayanlar gibi davranmak grubuna giren bir eylem olduğundan dinden çıkaran bir eylemdir yılbaşı kutlamak. dinden çıkmış olduğunuza göre de allah size türlü belalar türlü gazaplar hazırlamıştır. bu durumda yılbaşı kutlayarak dinden çıkmış olan bireylerin allah hakkından gelecektir.

işte size gerçek islam. diyanet işlerinin ve bizzat kuranın söylemlerinden yapılmış çıkarımlar. bunlar da gerçek islam değilse, yok artık ebenin amı ali sami.

dün broşür dağıtanların bugün klüp basması

bambaşka bir olay hatırlıyorum. yıllar yıllar önce feto nun hoca efendi hazretleri olduğu dönemde, herkesçe bilinen ve küçük bir isim değişikliği ile hala yayın hayatına devam eden arena programında bir cemaat okulunu gösterdiler. okulun girişine gelen kanal muhabiri gizli kamera ile görüntü alıyordu. küçük yaştaki çocuklar okuldan ders saatinde çıkarılıp cuma namazına götürüyorlardı. youtube da hala vardır belki görüntüler. uğur dündarın bu görüntülere yorumu ise çocuklarımızın cemaat okullarında beyinlerinin yıkandığı idi.

evet görünürde doğru bir şey yapıyor gibi görünüyordu cemaat küçücük çocukları cumalara götürerek ama sonra tüm gerçekler herkesin malumu oldu.

feto zamanında bu çocukları cumaya götürme konusunda ne kadar masumsa bu broşürü dağıtan sakalını siktiklerim de o kadar masumdur. babadan oğula nesildir bunların bütünü, tüm cemaat ve tarikatlar ve türevleri.

1 ocak 2017 ortaköy gece kulübü saldırısı

arka arkaya gerçekleşen terör saldırılarında ilkinden başlayarak uyardık sıradan sade bir vatandaş olarak bunu görebiliyoruz. terör saldırılarını önlemenin ilk şartı sorumluluk üstlenmektir. hala sadece kınamakla, teröre lanet yağdırmakla bir şeyler olacağını düşünenler var. gerçek şudur ki bu ülke artık terörün her saniye bir eylemde bulunma ihtimalinin çok çok yüksek olduğu bir ülke ve bunu önlemek için bir şeyler yapmak yerine yok siyaset yapmayalım yok şöyle böyle demekle bir bok olmaz.

tekrar ve tekrar söylüyorum olayın sorumlusu kim ise istifa etmeli etmiyorsa ettirilmeli ya da görevinden alınmalıdır bu tip olaylardan sonra. saldırının yaşandığı şehrin valisi, emniyet müdürü, emniyet genel müdürü, mit müsteşarı, içişleri bakanı. olay incelenip bunlardan sorumluluğu olanlar görevinden alınıp yerine daha yetkin birileri getirilmelidir en başta.

sonra siyasilerin enerjilerini boktan püsürükten şeyler yerine gece gündüz terör sorununun çözümüne harcamaları gerekiyor. yahu kardeşim böyle bir ülke olabilir mi her hafta terör saldırısı gerçekleşiyor? normal bir şey mi yani bu durum? her hafta onlarca kişinin teröre kurban verilmesi gerçekten de garip ve sorgulanması gereken bir durum değil mi size göre?

bir ülkede tüm dinlere eşit mesafede olması gereken kurumlar bilgisizce, yılbaşı kutlamanın hristiyanlığa özel olduğunu vurgulayıp camilerde hutbe okutuyor salaklar da çıkıp diyor ki ne alakası var. ne alakası yok ki. en önce sorman gereken şey ulan hutbede söylenene bak 'yılbaşı kutlamak haramdır günahdır' vb şeyler. peki terör saldırısını gerçekleştiren cihatçı terör örgütünün söylediği ne 'yılbaşı kutlamak haramdır günahtır'. lan bi dakka gerçek islam falan bu değildi hani? gerçek islam bu değil dediğiniz kişiyle gerçek islam bu dediğiniz kişinin fikirleri aynı. ayrıca facebook vb sosyal paylaşım platformlarında bu olaya 'oh olsun' şeklinde yaklaşanlar da mı ışid mensubu militanlar yoksa bizim ülkemizin ahmeti mehmeti mi? geçen cuma namazında hutbe dinlemiş kişiler olmasın bu oh olsuncular?

islam reform ve rönesans benzeri şeyler yaşamazsa bu topraklar kandan ve terörden kurtulamaz. toplumsal olayların laboratuvarı tarihtir ve islamdan daha fazla insanın mensup olduğu din olan hristiyanlık orta çağda bu yollardan geçmiş bu tarz olaylar yaşamıştır. günümüzde bu tip dinci terörist grupların ekseriyetle islamın içinden çıkması dinde reform yaşanması gerektiğini gösteriyor. hiçbir çözüm sunmayan gerçek islam bu değil sözü ile bir adım ilerleyemezsiniz. ayrıca islamı korumak istiyorsanız islam adı altında terör estiren radikal gruplara karşı en önde bayrak taşımanız gerekir. sizin sorumluluğunuz bir müslüman olarak budur. evet benim koyduğum sorumluluk değil inandığınız kitabın size verdiği sorumluluk bu. allahın adını her zaman temiz tutmak lekelemeye çalışanla savaşmak sizin en başlıca cihad görevinizdir. gelinen nokta göte göt diyenler değil islam adı altında terör eylemi yapanlardır islamın adını lekeleyenler. bunun farkına varıp da gerçekten mücadele etmeniz gereken düşmanınızı görürsünüz umarım. sadece terör örgütleri değil, şeyhler tarikatlar da yine mücadele gösterip bitirmeniz gereken kavramlar. diğer dinlere mensup olan insanların islamı tanımasına ön ayak olan insanlar çağdaş ve yaşantısı ile örnek olduğu sürece islam gerçek manada yayılmış olur ve gerçek cihad da budur.

yusuf islam mı demişti müslümanlıktan önce müslümanları tanısaydım islamı seçmezdim diye. işte olayın özeti. bir insan es kaza müslümandan önce kuranla karşılaşacak da inanacak. hem de internetin bu kadar yaygın olduğu bir çağda islam dünyasında olup bitenlerden haberdar olmayacak.

daha dün izmirde yılbaşı ile ilgili bildiri dağıtanları savunanlarla dolu buralar. bakınız başka dinlere inananları falan geçtim de islam mensubu bir bireyin de günah işleme özgürlüğü var. yasalara uyduğu sürece de kimseyi ilgilendirmez. şeriatla yönetilmiyoruz ve sanılanın aksine müslüman bir ülkede falan yaşamıyoruz. müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşıyoruz. burada klavye başından ateistlere ayar verme gayretinde olan birçok arkadaşımız eminim ki namaz zekat vb gerekli önemi bizim ülkemizde görmeyen ibadetleri yerine getirmiyorlar. sizin böyle bir özgürlüğünüz var ya bundan dolayı ne ben yargılanacağım ne de başka birisi. sen işliyorsan günahı sen yargılacaksın bunu şu kalın kafasına soksun artık bu dinle kafayı bozmuş olan tayfa. bak dinine kardeşim başka insanların yaşam alanlarına özgürlüklerine müdahalede bulunmadan ne yapıyorsan yap. yılbaşı mı kutlamıyorsun kutlama bana ne amına koyim. ben sana diyor muyum ulan çok mantıksız haa yılbaşı kutlamamak, gel kutla mantık yolunu bul hz bilime kulak ver bak ne demiş falan. demiyorum. sen de bana deme güzel kardeşim.

izmir de yılbaşı bildirisi dağıtan yobazlara tepki

tam da hak ettikleri şekilde verilmiş tepkidir. fazlası yok eksiği var. demokrasiyi işine geldiğinde arkasına sığınmak için kullananlara verilecek tepki ancak bu şekilde olur. demokratik olmayacaksın ama karşındaki insandan demokratlık bekleyeceksin ne güzel iş.

oduna karşı boşuna enerji harcamak diyen arkadaşları da uyarmak istiyorum biz bu şekilde söyleye söyleye olmaz dediğimiz şeyler oldu bu ülkede iyice gemi azıya aldılar. siz hala bunlara tepki vermek duvara tepki vermektir falan. bu tepkiyi bu ülkenin çağdaş bireyleri uyansın diye uyumasın cumhuriyetine sahip çıksın diye ülke ortadoğu ülkesi olmaktan kurtulsun diye aynen bu şekilde bağıra bağıra yüksek sesle vermezsek yarın bir gün sesimizi bile çıkaramayacak vaziyete getirirler bizi.

1 ocak 2017 fiyat güncellemeleri

asgari ücrete yapılan zammın, emekliye verilecek promosyonun yanında lafı dahi edilmeyecek güncellemelerdir. çok cüzi miktarlarda yapılmış güncellemelerdir. 104 lira be, 104 lira zam! 104 lirayla neler ödenir neler. bu zamlar bu halkı yıldıramaz. bu zamlar hep dış mihrakların oyunu. ancak halkımız 15 temmuzda olduğu gibi bu büyük oyunu yine bozacaktır ve sessiz sedasız ödeyecektir. allah devletimize zeval vermesin sonuçta. hem ülke kurtuluş savaşı benzeri bir savaş verirken kapımızda yeni bir sevr ile bekleyen dış mihraklar varken bu güncellemelerden bahsetmek vatan hainliğidir. büyük hedef 2023 fasffkds 404 not found.

tayyip erdoğan ı sevmeyip ülkesinde yaşamak

halkını sevmeyip onların ülkesinde onların paralarını yiyerek yaşayan tayyip erdoğanın yaptığından daha kötü olmayan durum. ülke tayyip erdoğanın değil türk halkının ülkesidir. onların oturdukları koltuklar da kendilerinin değil halkın makamıdır.

31 aralık 2016 boğaz köprüleri zammı

ama neden haberde geçen osmangazi köprüsü ücretindeki indirimden bahsetmiyorsunuz. çok ayıp arkadaşlar çarpıtıyorsunuz. oysa boğaziçi köprüsünden ve fsm köprüsünden geçen araçların toplamının iki katı osmangazi köprüsünden geçmekte. bu durumda sayın hükümetimiz toplamda indirim yapmış oluyor. ekonomi çogeyi. istikrar sürsün, türkiye büyüsün!!

2017 yılı terörle mücadele yılı olacak

ne kadar karamsar bir ifade. oysa 2017 bilim yılı olacak demek vardı şimdi. bu ülkede olsa olsa ya terör kelimesinin geçtiği bir şey olur ya kan ya da savaş. son zamanlara bakarsak maalesef umutsuzum ve karamsarım.

üstad denilince akla gelen gelen ilk kişi

başlığa tıklarken mısırlı kadir geldi benim de aklıma. sebebi üstad sıfatını kullanmıyor oluşumuz. gericiyuslar da adama üstad diye diye adının önünde bir sıfat olmaktan çok adamın adıymış gibi oldu bu kelime. bu seciyesize üstad denildiğinden ötürü kimseye bu sıfatı yakıştırmıyorum kimse için de kullanmıyorum.

31 aralık gecesi noel kutlandığını sanmak

yeni yıl eğlencesinin dinle alakalı olduğunu da sanırlar aynı zamanda. yılbaşının noelin devamı olarak kutlandığı söylemi ile müslümanların yeni bir yıla girmeyi kutlamasını yasaklamak uğraşındadırlar. noel bayramı ve yılbaşının yakın olması sebebiyle bu tatiller birleştirilir, ilişkilendirilebilecek tek yanı budur. yılbaşı eğlencesi herhangi bir dinin kutsal bayramı değildir.

andrei bozyovski

başarısız troll girişimci. tabi ki dikkat çekmek amacına ulaşmış ve nick altını doldurtmayı başarmış olabilir ama elde edebileceği yegane başarı da budur zaten. ayrıca bu başlıkta yazılanları okumamla kendisinin eksi oy vermeye çalıştığını ancak idrak edebildim. bu nasıl bir boş adamlıktır. insanın böyle bir şeyle uğraşabileceği aklımın ucundan geçmezdi. 3 satırlık bir entry girdiğinde kendisi hakkında daha ciddi değerlendirmelerde bulunabilirim. sana trollük puanım 0, kaç üzerinden olduğu da sana kalmış.

hz isa doğduğunda kulağına ezan okuyan müslüman

600 yıllık bir ileri görüşlülükle dünya rekoru kırmış müslümandır. daha islam dini inmeden hem müslüman olmuş hem de ezanı tahmin edip üstüne bunu doğan çocuğa okumayı da akıl etmiştir. her kimse tebrikler.

atatürk ün lozan görüşmelerine katılmaması

lozanı imzalayan diğer tarafların bu antlaşmaya devlet başkanları düzeyinde katılmaması göz önünde bulundurulursa normal olan durumdur. herkesin dışişleri bakanını gönderdiği bir anlaşmaya sırf şov yapmak için cumhurbaşkanı olarak katılacak bir kişi tanıyorum ama ben.*ilginç olan ise isim vermediğim halde herkesin bu kişiyi anlayabilmesi.

sürekli istiklal harbinden bahseden cumhurbaşkanı

son zamanlarda her yaptığı konuşmanın içerisine bir şekilde istiklal harbini katan ve içerisinde bulunduğumuz şartları istiklal harbi zamanına benzeten cumhurbaşkanıdır. kendisine hatırlatmak isterim ki kurtuluş savaşından önce bu topraklarda kötü yönetilen bitik bir ülke vardı. şu anda da 15 yıldır kendisinin yönettiği bir ülke var. şartlar kurtuluş savaşı öncesine benziyorsa eğer bunun sorumlusunun kim olduğu da aşikar.

yeni bir sevr, istiklal harbi şartları, başkomutanlık vs gibi kavramları kullanarak kime benzemeye çalıştığını anlamak güç değil. erdoğanın göz diktiği konum mustafa kemal atatürkün konumu belli ki. kendisini destekleyen kesimde de böyle bir algı oluşturma çabasına girişiyor. 15 temmuz gibi neler yaşandığı belli olmayan, araştırılmasına dahi izin vermedikleri, üzerini kapatmaya çalıştıkları bir konu üzerinden sahte kahramanlık destanları yazma uğraşında.

kendisine suni düşmanlar yaratıp bu düşmanlarla savaşarak arkasındaki kesimi sürekli canlı tutmaya gayret gösteriyor. çünkü geriye dönüp baktığınızda büyük çoğunluğu boşa geçmiş 15 yıllık bir fiyasko var. tarım alanında sürekli geriye gitmiş, teknoloji çağına ayak uyduramamış ve bunun için çaba bile sarf etmemiş bir türkiye var. eğitimin temeline gericiliği koymuş, bilime tamamen sırtını dönmüş, sürekli fakirleşmekte olan huzursuz, güvensiz, mutsuz bir türkiye.

ülkenin durumu içler acısıyken bir tek kişinin kişisel egosunu tatmin etmek için birbiriyle yarışan milyonlar var bu ülkede. yaşam şartlarının giderek zorlaştığı, vergilerin ağırlaştığı, ekonominin alarm verdiği bir ortamda koskoca bir ülkenin en önemli gündem maddesi 'tayyip bey başkan olacak mı olmayacak mı?' başkan olsa ne olacak? üretim bugünden yarına tavana mı vuracak? ithalat azalıp ihracat mı artacak? vergiler azaltılıp sosyal kalkınmaya yönelik adımlar mı atılacak? 15 yılda içine sıçtıkları ülke itibarı bir anda geri mi kazanılacak?

türkiye bu adamın kişisel hırslarıyla uğraşmayı bırakıp gerçek sorunlarının üzerine eğilmezse şartlar git gide daha da içinden çıkılmaz bir hale bürünecek. istiklal harbi, 15 temmuz destanı, osmanlının torunuyuz vs gibi masallarla uyumaya devam ederseniz gerçekten de kendizini yeni bir kurtuluş savaşı vermek zorunda bulmanız işten bile değil. unutmamanız gereken şey 15 yıllık süreçte türkiyenin verdiği mücadele her zaman bu süreçte kaybedilenleri geri kazanma, eski türkiyeyi bir nebze de olsa geri getirme mücadelesidir. sizin destan sandığınız 15 temmuz ise akp nin sıçıp sıvaması sonucunda meydana gelmiş ve hala temizlemek için binbir çaba sarfettiği sikindirik bir iktidar mücadelesinden başka bir şey değil.

birinci dünya savaşı sonunda osmanlıya dayatılan antlaşmayı reddetmiş, bu milleti küllerinden ayağa kaldırmış ve kurtuluş savaşına komutanlık yapmış sonrasında da içinde yaşadığımız ülkenin kurucu lideri olmuş, bizi bir kişinin tebaası olmaktan kula kulluk etmekten kurtarmış gerçek başkomutanımız mustafa kemal atatürkü sevmeyen,

kurtuluş savaşında bir çok başarının altına imzasını atmış, türkiye cumhuriyetini ikinci dünya savaşına girmekten korumuş inönüden nefret eden,

üçüncü dünya savaşının neredeyse bizim coğrafyamızda yaşanmasına zemin hazırlamış, 80 yıllık cumhuriyet kazanımlarını 15 yılda tüketmiş, dünyadaki tüm ulusların kurtuluş mücadelesine saygı duyduğu bir ülkeden bu saygınlığı terör destekçisi(a haberi bırakıp dünyanın gerçeklerine bakmayı denersiniz türkiyenin ışidi desteklediği algısının tüm dünyada ortak olduğunu görürsünüz) görüntüsüne getirmiş erdoğana tapan bir toplum.

bizim gerçeklerimiz bunlar ve gerçekten istiklal harbi şartlarındaysak bu toplumla vay bizim halimize.